Motorsporlarının petrol müptelaları üzerinde büyük etki sahibi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Son 10 yılda F1’e vurduğu damga bakış açımı değiştirmiş olmalı ki şu sıralar özellikle geçmiş dönem Mercedes-Benz’lere hayranlık duyuyorum. Geçmişte Mercedes-Benz beni yansıtmayan zevksiz zenginlere hantal otomobiller üreten bir marka olduğunu düşünüyordum.
Yürüyüş yaparken gördüğüm park halindeki iki W140 uzun zamandır aklımda. 1990’lı yıllarda sağ arka kapılarından inen koyu takım elbiseli politikacılarla özdeşleştirdiğim W140’ların yeşillikler içinde huzur içerisinde durması aklımdaki W140 imgesiyle net bir tezat oluşturuyor. Gördüğüm iki otomobilden petrol müptelası yakın bir arkadaşıma bahsettiğimde, manzaranın dikkatini çektiğini, hatta fotoğrafladığını söyledi. Hatta başlıkta kullandığım görseli de arkadaşımdan aldım.
W140’ın Mercedes-Benz mühendislerinin maliyeti göz ardı ederek aşırı geliştirmiş olduğu belkide son model olduğunu düşünüyorum. O kadar özel bir modelki 2002 ve 2012 yılları arasında üretilen W240 kodlu Maybach 57 ve 62 de dönemin S Klasse’si olan W220 değil W140 altyapısı kullanıldı. 2005 yılında ABD’de ilk kez bir W240 Maybach’ı dünya gözüyle gördüğümde çok özel bir otomobil olduğunu o gün çok net anladım.
Mercedes-Benz’in amiral gemisi olmak için bir modelin tartışmasız en iyi olması gerekir. Bruno Sacco ve ekibinin heybetli ama elegan tasarımı Mercedes-Benz denince akla gelen ilk imge oluyor. Ancak en iyi olmak için yalnızca tasarımın iyi olması yetmez, bir çok yeniliği de beraberinde getirmesi gerekir. Yıllar içerisinde W140’la hayatımıza girmiş yeniliklerden bazılarını aşağıda listeledim,
- Elektrikli açılır kapanır aynalar
- Adaptif süspansiyon,
- Park sensörü,
- Yağmur sensörü,
- Park sensörü,
- Xenon far,
- Vakumlu kapı,
- CAN Bus
- GPS Navigasyon,
W140’ın motor seçkisinde M120 kodlu V12’lik ünite dikkat çekici. Bu motorun AMG versiyonunun Pagani Zonda’da kullanıldığını belirtmek isterim. Hatta V12‘nin yanısıra 16 silindirli bir ünitenin geliştirildiğini ancak piyasaya sürülmediğini de bir yerde okuduğuma eminim.
Benim en çok ilgimi çeken W140 özelliği ise park sensörü olmayan modellerde bagaj kapağının yanında yer alan, geri vites seçildiğinde açılan teleskobik referans çubuklarıdır. Bu fikri bulanın dahi olduğunu düşünüyorum. Bu gibi detayların otomobillere olan sevgimi körüklediği açık bir gerçek.
W140 göründüğü gibi sade olmayan, ayrıntılara aşırı önem verilmiş (tabiri caizse over-engineered) muhteşem bir paket. Çoğunlukla iki yüzlü politikacılar, karanlık şahsiyetler ve görgüsüz zenginlerce tercih edilmiş olsa da yeşillikler arasında duran o iki W240 bana yeri geldiğinde otomobillerin kötü imajından daha fazlasını görmemiz gerektiğini hatırlatıyor.