Amerikan kültürüne ait olan her şey diye tanımlayabiliriz bu tabiri. Otomobil Amerika’da icat edilmemiş olsa bile Amerikan kültürünü ve kültür emperyalizmi nedeniyle evrensel kültürü derinden etkilemiştir. Büyük ihtimalle Amerikan batı sahilini kateden Route 101 ile, doğu kıyısı ile batı kıyısını birbirine bağlayan Route 66’i duymuşsunuzdur. Hatta ülkemizin yakın tarihinde sevilen bir vaat olan “her eve iki anahtar” sloganının da amerikan rüyasının kısa bir özeti olması tesadüf değil.
Amerikan otomobili denince akla gelen Mustang, Corvette, Charger, Impala gibi büyük motorlu canavarlar elbette bir çok petrol müptelasının favorileri arasında yer alır. General Motors’un 1954 – 2003 yılları arasında sunduğu “küçük blok” motor ailesinin 4.3 – 6.6 litre arası yelpazede V8’lerden oluşması da pek çok şeyi özetliyor.
Amerikan otomotiv tarihinde şahsi favorilerim ilk akla gelen canavarlardan biraz daha farklı. Çünkü otomobillere salt otomobiller olarak bakmıyorum. Hadi kısaca favorilerimden bahsedelim.
Duesenberg Model J
Konuya 1929 model Duesenberg Model J ile başlayalım. Aşağıdaki fotoğrafta görebileceğiniz gibi Great Gatsby’nin son uyarlamasında Leonardo Di Caprio’nun hayat verdiği Jay Gatsby’nin kullandığı sarı Duesenberg Model J filmde çok önemli bir role sahip. Bu arada film 1922’de geçmesine rağmen otomobilin 1929 model olması da ilginç bir ayrıntı.
Elbette spoiler vermeyeceğim ama fotoğraftaki sahne bu otomobili sevme nedenim. Duesenberg abartı ve gösterişin vücut bulmuş hali, sadece en iyiyi hakeden (reklam sloganı yazıyorum sanki) servet sahiplerinin ulaşabileceği kusursuz bir makina. Geroge B. Wilson gibi hayatını otomobillere adamış insanlar sadece ona hizmet edebilirler. Gatsby’i muhtemelen ithal Rolls Royce’u tercih ederdi ama yönetmenin tercihlerini sorgulamak bu yazının konusu değil.
Lincoln Continental Mark II
En başta kabul etmek gerekir ki Continental müthiş bir isim. Ford’un lüks markası Lincoln’dan daha lüks, Rolls Royce’a rakip 2 kapılı bir coupe üretti. Tekrar ediyor ve altını çiziyorum 2 kapılı bir coupe (Taycan’ın fazla kapıları sadece bana mı batıyor). Ford bu dönemde sattığı her Continental’dan bugünün değeriyle 9000 USD zarar etti. 5.5m uzunlukta saf lüks, üstelik sadece coupe formda.
Tamamen şahsi değerlendirmelerime göre hazırladığım bu listede yer almasının sebebi de tahmin edebileceğiniz gibi, sıradana bir tepki olması. Dünyanın en pahalı ve en iyi otomobilini üretmeye çalıştığınız yeterli değilmiş gibi bunu bir coupe ile başarmaya çalışmak yel değirmenlerine savaş açmakla eşdeğer.
Ford F-150
Evet, Amerika’nın en çok satan otomobili (kendi tabirleriyle “truck”) benim Amerikan listemde yer alıyor. Nedeni ise çok basit; fonksiyonel, neredeyse herkes için uygun. Girişimciliğin, yaratıcılığın ve emeğin değer gördüğü, Bob Dylan’ın şarkılarında anlattığı Amerikan hikayelerindeki karakterlerin uzun yıllar her koşulda kullanacağı cinsten bir otomobil hemde 1948’den bugüne kadar.
Özellikle 7 nci jenerasyon ideal boyutlarıyla şahsi favorim. Kırsalda, şantiyede, kamu hizmetlerinde, amerikan hayat tarzının temelinde.
Bu yazıyı kaleme alırken mavi ovalin en sevdiğim Amerikan markası olduğu sonucuna varıyorum. Üstelik sadece GT40 gibi performans makinası sayesinde değil, basit bir kamyonet sayesinde.