Çevremde herkes Atina’yı ne kadar çok sevdiğimi bilir. Pandemi sebebiyle bir süredir Atina’ya hasret kalsam da yakın zamanda birbirimize kavuştuk. Atina’yı bu kadar sevmemin bir çok sebebi olsa da bunlardan bir tanesi tabiki otomobilleri.
Atina’da yeni otomobil görmek kolay değil, örneğin son ziyaretimde toplamda sadece 3 tane yeni içten yanmalı motorlu otomobil gördüm. Bunlardan biri de kiralıktı. Zaten Yunanistan’ın genelinde motorlu taşıtlar yaşlı hatta ortalaması 16.6 yıl, bu Avrupa ortalaması olan 11.8’in de oldukça üzerinde. Bu durum 2020 yılında Yunanistan’da her 1000 kişiye 606 otomobil düştüğü verisiyle beraber daha fazla anlam kazanıyor. Karşılaştırma açısından 2022 yılı için Türkiye’de bu sayının 254 olduğunu belirtmekte fayda görüyorum.
Bir petrol müptelası Atina sokaklarında ilginç otomobillerle karşılaşabiliyor. Örneğin ben 2 adet klasik Mini, çok iyi durumda e46 ve e39’lar ve envai çeşit Güney Kore mahsülü elektrikli araç gördüm. Gördüğüm çok otomobiller yüksek oranda zamanında Türkiye’de satışa bile çıkmadığı için kendimi bir açık hava müzesinde hissettim.
Bu yazının kapak fotoğrafı olarak da Atina’nın merkezinde gördüğüm beyaz bir Porsche 911 (964) koyacaktım ancak fotoğrafı ne yazıkki bulamıyorum. Bunun yerine Mini ve Vespa’larla idare edeceğiz.
Dikkatimi çeken bir diğer hususta şehir içindeki akaryakıt istasyonları. Türkiye’de alışık olduğumuz şekilde büyük bir akaryakıt istasyonu şehir merkezinde yok ancak otopark gibi bazı noktalarda tek pompası olan küçük istasyonlar mevcut. Aşağıdaki görselde Pire’de ki bir Shell istasyonunu görebilirsiniz.
Tabi otomobiller ve akaryakıt istasyonlarından bahsedip motosikletlerden bahsetmek olmaz. Ziyaretim sırasında hayallerimi süsleyen kendimce üretilmiş en güzel motosiklet olarak nitelendirebileceğim Ducati Monster S2R de karşılaştığım güzellikler arasındaydı. Onun da fotoğrafını şu anda bulamadım 🙁